Kahve Fincanı / Kupası Tasarlarken...
Kahve sizin için ister her sabah güne başlamanın bir yolu, ister gün içinde arkadaş sohbetlerinin eşlikçisi olsun, iyi bir kahve içme deneyimi, iyi tasarlanmış bir kahve fincanı ya da kahve kupası ile olur.
Bu yazıda yeni bir kahve fincanı / kupası tasarlarken vermeniz gereken kararlardan bahsetmek istiyoruz. Tasarım, “üçüncü dalga”, “artizan kahve” ya da başka bir isimle adlandırılan günümüz kahve kültürünün ayrılmaz bir parçası haline geldi. İlk kahve perakendecisinin 1530'da Şam'da açıldığı günden beri, belki de ilk kez tasarım, kafe tasarımından, espresso makinesi tasarımına, kahve kupasının tasarımından kahvelerin ambalaj tasarımına kadar her alana nüfuz etti ve çok önemli hale geldi.
Ama ne yazık ki günümüzde tasarım, Pinterest ve Instagram'dan esinlenen estetiği besliyor ve işlevden daha çok biçimi övüyor. Sosyal paylaşım ve ana akım medyanın neredeyse tümü, performanstan çok görsellere dayanan kahve donanımına olan ilgiyi artırıyor.
Oysa ki iyi tasarım, sanatı günlük yaşamın içine sokmanın bir yolu olduğu kadar, işlevle olan uyuşmazlıkları ve anlamsızlıkları ortadan kaldırmanın da bir yoludur. Yiyecek ve içecek ürünleri için malzemeler ve tasarımlar üzerinde çalışmak, güzellik ile işlevselliği birleştirmesi gereken fikirleri hayata geçirmek anlamına gelir. Örneğin kahve söz konusu olduğunda, fincan sadece bir tasarım nesnesi değil, aynı zamanda içeceğin çok çabuk soğumasına izin vermeme görevine de sahiptir.

HANGİ MALZEME?
Kemikten ve sonrasında ahşaptan yapılan ilk kupaların ardından, MÖ 6500 ile 3000 civarında, seramik kaplar kullanılmaya başlandı. Sonrasındaki birkaç bin yıl içinde, kulplardan kapaklara kadar, içecek kaplarında birçok ilerleme sağlandı. Bu süreçte seramiğin yanı sıra, paslanmaz çelik, plastik, kağıt ve cam gibi çeşitli malzemeler de kullanılmaya başlandı.
Ancak seramik, günümüzde içecek kapları üretiminde kullanılan en yaygın malzemelerden biridir. Bunun nedeni, seramik malzemenin sıcaklığın korunmasına yardımcı olarak sıcak içecekleri uzun süre sıcak tutmasıdır. Sürdürülebilir bir malzeme olduğu için, çevre açısından en doğru malzemelerden biridir.
Seramik aynı zamanda nötr bir malzemedir. Bunun anlamı, bu malzemenin içindeki içeceğe tat vermemesi veya tadını emmemesidir. Bu içeceğinizin "gerçek" lezzetlerini tatmanıza olanak tanır. Seramik ayrıca içeceğin kokusunu da etkilemez. Bu, kokunun nasıl tat aldığımıza da büyük etkisi olduğu için önemlidir.
Kahve fincanları / kupalar, stoneware ya da porselenden yapılabilir. Özellikle stoneware kupaların daha kalın kenarları vardır (kalınlık derecesi değişse de), her zaman opaktırlar ve nispeten ağır ve sağlamdırlar. Kalın kenarları nedeniyle ısıyı diğer kupalara göre daha uzun süre korurlar.
SICAKLIK NEDEN ÖNEMLİ?
Sıcaklığın kahvemizdeki aromaları nasıl algıladığımız üzerinde ilginç bir etkisi vardır. Kahve soğudukça, erimiş dondurmanın tadının donmuş dondurmadan daha tatlı olduğu gibi farklı bileşenleri fark edebiliyoruz. Çünkü dilimizdeki tat alma tomurcukları aşırı sıcaklıklarla karşılaştıklarında işe yaramaz, ancak yediğimiz veya içtiğimiz şey vücut sıcaklığına yakın olduğunda daha iyi çalışırlar. Ayrıca farklı sıcaklık aralıklarında, acılık, tuzluluk, tatlılık gibi farklı tat türlerini daha iyi algılıyoruz. Kahveniz soğudukça tat değişikliğinin tadını çıkarabilirsiniz ve bir kahve kupasının, bu sıcaklık değişiminin ne kadar hızlı gerçekleştiğini etkileyecek birkaç bileşeni vardır.
Kahvenizden gelen ısının bir kısmı, kupanın duvarlarına aktarılır. Daha kalın duvarlar, ince duvarlara göre daha fazla termal kütleye sahiptir ve kahvenin ısısını emmesi daha fazla zaman alır, ancak kahveyi daha yüksek bir sıcaklıkta daha uzun süre tutacaktır. Kahvenin fincan içinde sıcak kalması ancak başlangıçta sıcaklığının düşmesi beklenir. Bu yüzden fincanın alt kısmının kalın olması, üst kısmının daha ince olması, dudakların bardağa değdiği noktada tam olarak doğru kalınlıkta olması gerekir.
Sıcaklıktaki değişim için daha belirgin olan diğer faktör, kupanın ağız kısmındaki açıklığın boyutudur. Kahvenin etrafındaki hava ile temas ettiği yüzey alanı ne kadar fazlaysa, hava ısıyı o kadar çabuk emebilir. Daha büyük açıklıklar daha hızlı ısı kaybı anlamına gelir.
AROMA VE TAT NEDEN ÖNEMLİ?
Aroma ve tat, içme deneyiminizin eşit derecede önemli iki faktörüdür ve birlikte lezzet oluştururlar. Aroma burnunuzdan ve boğazınızın arkasından algılanırken, tat çoğunlukla dilinizden geçer. Tahmin edebileceğiniz gibi, tadı ve aroması kahvenin kendisinden kaynaklanır, ancak kupanın onları etkileyebileceği birkaç yol vardır. Kahvemizdeki aroma, oda sıcaklığında buharlaşan yüzlerce uçucu organik kimyasaldan gelir. Teorik olarak kupanın iç şekli ile, bu uçucuları odaklamak veya dağıtmak için yönlendirebiliriz.

Belirli kahve çeşitleri, daha güçlü veya daha zayıf aromalara sahiptir ve tattığınız şey ile kokladığınız şey arasında bir denge oluşturmanız gerekir. Kavisli duvarlı bir kupa ile, aromayı, burnunuzun aromayı daha güçlü hale getireceği tam ortasına potansiyel olarak odaklayabiliriz. Alternatif olarak, düz duvarlı bir kupa veya geniş ağızlı bir kupa ile aromayı dağıtarak daha az konsantre hale getirebiliriz.
GÖRÜNÜŞ, RENK VE HİS NEDEN ÖNEMLİ?
Bardağınızın görünümü ve verdiği his bilimsel olarak daha az ölçülebilir, ancak aynı derecede önemlidir.
Bir kupanın ağırlığı, kalitesini nasıl algıladığımızda ilginç bir rol oynar. Daha kalın duvarlı, ağır bir kupa daha dayanıklı hissettirerek daha rahatlatıcı bir his yaratabilir. Öte yandan, ince cidarlı bir kupa daha kırılgan ve daha zarif hissedilebilir. Şeklin kendisi belirli duyguları harekete geçirebilir. Elinize tam oturan bir kupa, garip bir şekle göre daha rahatlatıcı ve keyifli olacaktır. Estetik kararlar, kupanın kullanılacağı ortamı düşünmeyi gerektirir.
Kahvenin görsel görünümü ve nasıl sunulduğu çoklu duyusal deneyimde önemli bir rol oynayabilir ve hatta kahvenin algılanan tadını etkileyebilir. Araştırmalar, kahve fincanının renginin, kahvenin tat algısını etkileyebileceğini ileri sürdü. Örneğin, beyaz bir fincanın, kahvenin yoğunluk hissini artırdığı ve şeffaf veya mavi bir kupa içinde servis edilen kahveye kıyasla daha az tatlı olarak tanımlandığı görülmüştür. Bir başka çalışma, daha yuvarlak bir şekle göre açısal bir şeklin, insanların içeceğin hoşluğu, acılığı ve kalitesi ile ilgili beklentilerini etkilediğini ortaya koymuştur.
Fincanın kulbunun da tercihen iki parmakla tutması kolay olacak şekilde tasarlanması gerekir. Orta parmak, çok sıcak olan fincanın kendisine dokunmamalıdır. Kulbun kullanıcı için en fazla konforu sağlaması çok önemlidir.
KAYNAKÇA:
https://www.bruer.co/blogs/design/a-new-project-experiment
https://laboratorioespresso.it/en/coffee-cup-history/
https://www.coffeeandhealth.org/all-about-coffee/aroma-and-flavour-descriptors/
https://theshot.coffeeratings.com/2014/08/coffee-design-notneutral-cups/
https://www.qdh.net/qdh-blog/home-drinkware-glass-stainless-ceramic-cups